Dünya Sağlık Örgütü tarafından HIV/AIDS konusunda toplum farkındalığını artırmak amacıyla 1988 yılından beri 1 Aralık ‘’Dünya AIDS Günü’’ olarak anılıyor. Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Özge Ünlü, HIV virüsü ile AIDS belirtileri, tedavisi ve korunma yollarına ilişkin bilinmesi gerekenlere değinirken, ülkemizde HIV ile yaşayan kişi sayısındaki artışın nedenlerine de şöyle dikkat çekti:
Doç. Dr. Özge Ünlü
İşte erken dönem belirtileri
AIDS’in erken dönemdeki en önemli belirtileri; yorgunluk, kolay hastalanma, vücudun değişik yerlerinde açıkça nedeni belli olmayan yaraların ortaya çıkması, yara iyileşmesinde bozulma ve çoğunlukla gribal hastalıklarla ilişkilendirilen etkilerdir. Uzun vadede çeşitli kanser türleri, kemik yıkımları, akciğer-ağız enfeksiyonları ortaya çıkar ve hastalık tedavi edilmediği takdirde ölümle sonuçlanır.
BULAŞMA YOLLARI
HIV’in en yaygın bulaşma şekli korunmasız cinsel ilişkidir. Kan ve kan ürünleri ikinci önemli bulaşma yoludur. İçinde virüs bulunan kan veya kan ürünlerinin nakli ya da doku ve organ nakilleriyle bulaşabilir.
Ortak enjektör kullanımı ve HIV pozitif kanla kirlenmiş aletlerle kesici, delici yaralanmalar da geçişe zemin hazırlayabilir. Ayrıca HIV gebelik süresince, doğum sırasında ve emzirmeyle bebeğe geçebilir.
YANLIŞ BİLİNENLER
AIDS, HIV ile yaşayan bireylerle tokalaşmak, sarılmak, sosyal öpüşmeyle, aynı ortamda bulunmak, aynı havayı solumak, havuza-saunaya girmek, aynı tuvaleti kullanmak, aynı kaptan yemek veya giysileri paylaşmak gibi durumlarla bulaşmaz.
NASIL TEDAVİ EDİLİR?
HIV vücuda girdikten sonra hızla akyuvarların içine yerleşir ve onların sayısını azaltır. Bahsedilen belirtiler ve HIV şüphesi olan kişilerin bu dönemde tedaviye başlamaları çok önemlidir. Tedavide virüsün sayısının artmasını engellemek ve akyuvarların azalmasını durdurmak esastır.
Bu iki konuda başarılı olunması sayesinde HIV ile yaşayan bireyler, sağlıklı kişiler gibi yaşayabilir ve AIDS geliştirmeyebilirler.
Toplum bilinçlendirilmeli
AIDS’e karşı toplum HIV enfeksiyonu ve bulaş yolları hakkında bilinçlendirilmelidir. Cinsel yoldan bulaşan HIV’in önlenmesi için korunmalı cinsel ilişki ve tek eşlilik teşvik edilmelidir.
Enjektör ve iğne ile bulaşın önüne geçilmesi için tek kullanımlık ve steril enjektör ve iğneler tedarik edilmelidir. Anneden bebeğe bulaşı engellemek için de gebenin HIV tedavisi olan antiretroviral tedaviye erişimi sağlanmalıdır.
Pek çok kişi şüphelense de test yaptırmıyor
AIDS, HIV enfeksiyonunun ileri dönemdeki bir evresidir, her HIV ile yaşayan birey AIDS değildir ve tedavisini aksatmayan HIV ile yaşayan bireyler de AIDS evresine gelmeyebilir. Bu nedenle hastaların tedaviyi aksatmaması önemlidir.
Bireyler çoğu zaman şüphelerine rağmen test yaptırmıyor. HIV enfeksiyonu uzun yıllar belirtisiz seyredebildiği için herhangi bir belirti görmedikçe bu bireylerin şüpheleri de zamanla hafifliyor.
Bu süreçte virüsü başkalarına da bulaştırabiliyorlar.
HIV/AIDS ile ilgili etiketlenme ve damgalanma korkusu, HIV şüphesi olan bireylerin tanı testlerini yaptırmasını engellerken, HIV ile yaşayan bireylerin de HIV pozitif olduklarını gizlemelerine yol açıyor.
Bu durum da enfeksiyonun yayılımını ciddi oranda artırıyor. Sağlık Bakanlığı’nın resmi verilerine göre 1985-Kasım 2024 yılları arasında 45.835 HIV pozitif ve 2.438 AIDS olgusu bildirilmiştir. 2022 yılında 6042, 2023 yılında 6329 olgu raporlanmıştır ve bu sayılar son yıllardaki en yüksek olgu sayılarıdır.
Türkiye’de HIV ile yaşayan kişi sayısının gerçekte mevcut rakamların en az 2 katı, hatta 3 katı olabileceği tahmin edilmektedir.