Kilis’teki Suriyelileri yolcu etmek için çay ikramında bulundu, “Medeni şekilde uğurlamak istiyoruz” dedi. Ancak Kilis Belediye Başkanı Hakan Bilecen’e göre Suriyeliler dönmüyor.
Önerisi şu: Madem sınırlarımız artık güvenli o zaman ilimizdeki Öncüpınar Gümrük kapısının bir an önce geçişler için açılması gerekiyor. Nüfusumuzda yaşanacak düşüşü ancak bu şekilde görebiliriz.
Kilis Belediye Başkanı Hakan Bilecen
1- Kilis’te kaç sığınmacı var?
Resmi rakamlara göre 155 bin 179 Türk Vatandaşı ile kayıt altına alınmış 68 bin 280 Suriyeli bulunuyor. Lakin bu resmi rakam gerçeği yansıtmamaktadır. Topladığımız aylık çöp verisi, içme suyu arıtma tesisi verisi ve atık su arıtma tesisi verileri bize ilimizde 300 bin insana hizmet verdiğimizi göstermektedir. Bizim ön gördüğümüz Suriyeli nüfusu elimizdeki verilere göre 150 bin civarındadır. Şehrimize 2040 yılına kadar yeteceği ön görülen altyapı şu anda yetersiz kaldığından yenilenmektedir.
2- 150 bin Suriyeli’den kaçı vatandaş?
Tüm Türkiye’de Türk vatandaşlığı almış Suriyeli sayısı ağustos 2024 itibarıyla 104 bin 144’ü çocuk olmak üzere 238 bin 768 kişi. Her ne kadar resmi kaynaklardan il bazında vatandaşlık bilgisi net olarak paylaşılmamış olsa bile seçim zamanı öğrenilen bilgiye göre ilimizde 6 bin dolayında Suriyelinin Türk Vatandaşlığına geçtiğini biliyoruz.
3- Esad rejiminin sona ermesiyle birlikte bir sosyal medya paylaşımı yaptınız, çay ikramıyla uğurluyoruz diye. O günden bu güne yaklaşık kaç sığınmacı ülkesine döndü?
Biz yıllardır şehrimizi paylaştığımız, bir sürü fedakarlıklar yaptığımız bu insanları uğurlarken en azından daha medeni bir şekilde uğurlamak istiyoruz. Herkesin kendi ülkesinde güven içerisinde yaşaması için geçişler sırasında azami özen gösterilmesi gerekir. Bilindiği üzere ülkemiz genelinde geçişlere baktığımızda günlük 1500 civarı olduğu görülmektedir. Bu rakam çok düşük ve beklentileri karşılamamaktadır. Madem sınırlarımız artık güvenli o zaman ilimizde bulunan Öncüpınar Gümrük kapısının da bir an önce geçişler için açılması gerekmektedir. Ancak nüfusumuzda yaşanacak düşüşü bu şekilde daha net görebiliriz. Valilik her ne kadar resmi bir rakam açıklamamış olsa bile biz elimizdeki verilere bakarak bir azalma göremiyoruz maalesef.
Suriyeliler’in Hatay’daki sınır kapılarından ülkelerine dönüşü sürüyor.
4- Genellikle şöyle deniyor: Aileler gitmiyor. Önce evin erkeği gidiyor. Böyle mi gerçekten?
Bilindiği üzere ülkemizdeki sığınmacıların yüzde 74’ünü kadınlar ve çocuklar oluşturmaktadır. Milli Eğitim Müdürlüğümüzden aldığımız verilere göre okullarda Suriyeli nüfusun azalmadığını görmekteyiz. Bu da bizlere gösteriyor ki kadın ve çocuklar burada halen yaşamaya devam etmektedir. Herkes ilk olarak gayrimenkullerinin, tarlalarının ve şehirlerini durumunu merak ederek gidiyor.
5- Kilis’te doğmuş, orada okuyan Suriyeli çocuklar var değil mi? Anadillerine hâkimler mi ya Türkçe’ye?
Sığınmacılar ilk günden bugüne düzensiz ve plansız bir şekilde ülkemize alındıkları için bugün ilkokul düzeyindeki çocuklarda Türkçe bilmeyenler elbette var. Öğretmenlerimiz bu konuyu bizlere iletiyorlar. Bu konu da çözüme kavuşacak inşallah. İlimizde ilkokul düzeyinde 1. Sınıfa bu sene başlayan öğrencilerin 3 bin 23’ü Türk iken 27 bin 48’i Suriyelidir. Okullarımızda maalesef dil konusunda yeterli hassasiyet gösterilmiyor. Biz Belediye olarak bu konuda çalışmalar yapıyoruz elbette, lakin yetersiz. Bu çalışmaların milli eğitim destekli okul düzeyinde yapılması gerekliliğine inanıyoruz.
6- Suriyeliler ile konuştuğunuzda nasıl bir izlenim edindiniz. Gitmek istiyorlar mı?
Savaş öncesi ilimiz ile Suriye arasında güçlü bir ticaret bağı vardı. Lakin savaş sonrası ülkemize geldiklerinde kültür çatışmaları yaşanmaya başladı. Hem aile hayatı hem de sosyal hayatlarımızdaki farklılıklar birlikte yaşamayı zorlaştırdı. Bizim memleketimiz misafirperverdir. Hemşehrilerim Suriyelilere kucak açmış, yuva vermişlerdir. Zaman geçtikçe bu farklılıklar maalesef insanımıza zor gelmeye başlamıştır. Ayrıca hükümetin sığınmacılara ayrıcalıklı haklar tanıması da bizleri zora sokmuştur. Bunların yanı sıra iller bankasından 109 bin nüfusa göre ödenek gelmesi bu para ile 300 bin nüfusa hizmet verilmesi de Belediyemizin yükünü artırdı. Suriyelilerin birçoğu maalesef dönmek istemiyor. Burada iş yeri açan, çocuk okutan ve evlilikler yapan Suriyeliler burada yaşamaya devam etmek istiyor.
7- Ülkelerine dönmeleri için hangi şartların oluşmasını bekliyorlar?
En büyük ihtiyaç barınma. Temel ihtiyaç olarak hastane, güvenlik ve bu benzeri hizmetlerin şu anda tam olarak karşılanamaması gibi sorunlardan kaynaklı geri dönmek istemiyorlar.
Kilis’te Suriyeli çocukların eğitim gördüğü bir okul.
8- Diyelim Suriyeliler Kilis’ten ayrıldı ve ülkelerine döndüler. Kilis’te ne değişir?
İşsizlik azalır, okullarımızda yaşanan yoğun nüfus düşeceğinden eğitim kalitemiz artar, çevre temizliğine olumlu katkılar sağlanır, güvenlik kaygılarımız azalır, en önemlisi ekonomik olarak özellikle kiralarda rahatlama yaşanır. Konut sıkıntısı çözüme kavuşur. Bunun yanı sıra iller bankasından gelen ödenek 109 bin nüfusa göre gelmektedir. Az önce de belirttiğim gibi şehrimizde sığınmacılarla birlikte 300 bine yakın insana hizmet veriyoruz. Sığınmacıların yurtlarına dönmesi, ödenek miktarının daha az nüfusa hizmet için kullanılmasını sağlayacak, bu da hizmetin kalitesini artıracaktır.
9- Siz şehirde Arapça tabelaları kaldırmıştınız, o zaman bir tepki oldu mu sığınmacılardan?
Tabi ki. Bildiğiniz üzere alışılmış düzene karşı bir şey yapıldığında illa bir tepki olur. Biz bunu biliyoruz. Lakin bu memleket bizim. Burada yaşayan hemşehrilerimizin en azından iş yerinin ne olduğunu anlaması lazım. Biz bu hareketi ayrımcılığı bitirmek ve anlaşılabilirliği artırmak için yaptık. Altında art niyet arayanlar tabi ki oldu. Biz bunun olacağını öngörüyorduk zaten.
10- Savaş Kilis’i nasıl etkiledi?
İlimizde ilk başlarda konut sıkıntısı yaşandı. Bu da kiraların fahiş fiyatlara ulaşmasını sağladı. Birçok insan parası olduğu halde konut bulamaz hale geldi. Ayrıca Suriyeliler tüm alışverişini kendi vatandaşlarından yapmaya başlayınca esnaflarımız bu durumdan etkilendi. Belediye olarak etkilerini maalesef biz de yaşıyoruz. Çöp toplamak için araç sayımızı artırmak zorunda kaldık. İçme suyu arıtma tesisi yetersiz kaldığından 2. Etabı yapılmak zorunda kaldı. Atık su tesisi yetersiz kaldığından ek tesise ihtiyaç duyulmakta. Alt yapı tamamı yenilenmek zorunda kaldı ki bu da bir yük oluşturdu. Ekonomik olarak da çok büyük etkiler yaşadık.