İngiliz yayın kuruluşu BBC, Rusya’dan iltica eden Rus nükleer füze muhafızıyla röportaj yaptı. Gizli bir yerde gerçekleştirilen röportajda, adı gizli tutulan eski Rus askeri Rusya’nın nükleer üslerinde yükselen gerilimi anlattı.
BBC, askere ‘Anton’ ismini vererek röportajı gerçekleştirdi. Asker, gerçek isminin ortaya çıkması halinde öldürüleceğini ifade etti.
Anton, 2022’de başlayan Ukrayna savaşının ilk günlerine değindi, “O gün tüm üs kilitlendi. İki ila üç hafta boyunca üsten çıkışlarımız yasaklandı. Putin, tüm nükleer üslerin ‘özel bir hazırlık seviyesinde’ tutulması gerektiğinin emrini verdi” dedi.
VURMAYA HAZIRDIK
Eski Rus subayı, sürekli nükleer fırlatma tatbikatları yaptıklarını dile getirdi, fakat savaşın ilk günün çok daha başka olduğunu belirtti. Anton, “Daha önce sadece tatbikatlar yapıyorduk ancak savaşın başladığı gün, silahlar tamamen hazırdı.
Anton, “Teorik olarak bir nükleer saldırı gerçekleştirmek için güçlerimizi hava ve denizden harekete geçirmeye hazırdık” diyerek durumun vahametini anlattı.
Dünya ile bağının haftalarca koptuğunu anlatan Anton, “Sadece Rus devlet televizyonunu izleyebiliyorduk, tüm bu olanların ne anlama geldiğini bilmiyordum. Görevlerimi otomatik olarak yerine getirdim. Savaşa katılmadık, sadece nükleer silahları koruyorduk.” dedi. Anton, bu yüksek alarm durumu iki ila üç hafta sonra iptal edildiğini söyledi.
DEVASA BİR CEPHANELİK VAR
Anton, üste istihbarat güvenliğinden sorumluydu. En önemli görevlerinden biri, başka askerlerin üsse cep telefonu getirmediğinden emin olmaktı. Anton, “Üsteki herkes profesyoneldi. Zorunlu askerlik görevini yapan hiç kimse üsse alınmıyordu. Üs içinde sürekli yalan detektörleri yapılıyordu. Maaş çok daha yüksekti ve savaşa gönderilmiyorduk. Tek görevimiz, nükleer silahları korumak ve gerektiğinde ateşlemekti” dedi.
Anton, üsteki güvenlik önlemlerine değindi: “Üs tamamıyla kapalıydı. Bizzat tanımadığınız biri üsse giremezdi. Dış dünyadan kopuktuk” diye anlattı. Aile ziyaretleri için bile aylar öncesinden Rus istihbarat örgütü FSB’den onay alınması gerektiğini belirtti.
Rusya’nın nükleer silahlarının tam işlevsel olmadığı iddialarını reddeden Anton, bunun Batılı uzmanların “saçma bir yorumu” olduğunu söyledi. Anton, “Rusya’nın devasa bir nükleer cephaneliği var. Silahların bakımı hiç durmadan devam ediyor,” dedi.
NEDEN KAÇTI?
Anton, neden iltica ettiğine de değindi. Eski subayın dediğine göre üste, Ukraynalı sivillerin de ‘muharip’ sayılması gerektiğini söyleyen belgeler dolaşmaya başladı. Anton, bu belgeleri gördükten sonra Rusya’ya karşı taraf aldığını söyledi: “Bu benim için bir kırmızı çizgiydi. Bu bir savaş suçudur,” diyerek emri ve ordusunu reddettiğini söyledi.
Emre itaatsizliği nedeniyle Anton, başka bir bölgede sıradan bir taarruz tugayına transfer edildi. Bu tür birliklerin genellikle “ilk dalga” olarak savaşın ön saflarına gönderiliyor. Bu birlikler, savaşta en çok zayiatı veren askeri ekipler oluyor.
Anton, cepheye gitmeden önce savaşa katılmayı reddettiğine dair bir beyan imzaladı. Bu, hükümetin kendisine karşı bir kamu davası açmasına neden oldu.
Belgeleri BBC’ye gösteren Anton, davanın açılmasının ardından firar ederek bir gönüllü örgütün yardımıyla Rusya’dan kaçmayı başardı.
NASIL BAŞARDI?
Anton, nasıl kaçtığına da değindi. Nükleer üslerden yapılacak kaçışın FSB tarafından hızla engelleneceğini, ancak sıradan bir tugaya transfer edilmesinin kaçışını mümkün kıldığını düşündüğünü söyledi.
Rusya’da hala arandığını ve güvenlik nedeniyle kayıtlarda görünmediğini söylüyor. Anton, “Arkadaşlarımla konuşmayı bıraktım çünkü bu onları tehlikeye atabilir,” diye açıkladı.
Anton, “birçok Rus askerinin savaşa karşı olduğunu, dünyanın bilmesini” istediğini söyledi.
Rus asker kaçaklarına yardım eden “Idite Lesom” (Ormana Kaç) adlı gönüllü kuruluş BBC’ye yaptığı açıklamada yardım isteyen asker kaçaklarının sayısının ayda 350’ye yükseldiğini söyledi. Anton, bu örgüte Rus askerlerini kaçırmaları için yardımcı olduğunu anlattı.
Yine de, firar eden askerlere yardım etmenin risklerini kabul ettiğini ifade ediyor. “Bunun beni öldürme ihtimallerini artırdığını biliyorum,” diyor.