Yasak aşk vahşeti! Uyutulup öldürüldü!

Tarih yaprakları 7 Nisan 2015’i gösteriyordu. Türk Polis Teşkilatının kuruluş yıl dönümünün 170’nci yılının ‘Polis Haftası’ etkinlikleri başlamıştı. Yani o hafta polis bayramıydı. Ancak polis teşkilatı bayram olur da izin yapmayan birkaç kurumdan biriydi. O gün Türkiye’nin birçok ilinde bayram töreni hazırlıkları yapılırken, İstanbul’da işlenecek bir cinayet akıllara durgunluk verecekti.
“KARDEŞİM ÖLDÜRÜLMÜŞ”
İstanbul haber merkezinde sakin bir gün yaşanıyordu. Rutin işlemler dışında, gelen ihbarların çoğu trafik kazalarından ibaretti. Saat 17.00 sıralarında haber merkezine bir telefon geldi. Telefonu açan polis memuru karşısında titrek ağlamaklı ve korku içinde yüksek sesle konuşan bir erkek sesini duydu. Arayan kişi ‘Kardeşim evinde öldürülmüş’ dedi. Polis memuru hemen adresi istedi. Konuşan kişi evin Pendik’te olduğunu adresini bilmediğini söyledi. Ancak kısa bir süre sonra adresi verebildi. Polis memuru olay yerine dokunulmamasını isteyerek hemen ekipleri yollayacağını söyledi.
Emekli polis memuru Yeşim Hıdıroğlu Aytepe
CİNAYET MASASI GÖNDERİLDİ
Bu telefonun kapanmasının ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün ilçe emniyet kanalı hareketlendi. Haber merkezi Pendik ilçe polislerine derhal olay yerine gidilmesini istedi. Bir yandan da sağlık görevlileri olay yerine gönderildi. Ardından olay yeri inceleme ekipleri ve sonra da Hollywood’un polisiye filmlerini aratmayan bir çalışmayla inanılmaz bir cinayet vakasına dönüşecek bu olayı çözecek olan cinayet masasını anons etti. Tüm görevliler acil olarak Pendik’teki adrese gitti.
BOĞAZI VE BİLEKLERİ KESİLMİŞTİ
O gün cinayet masasının merkezinde görev yapan Türkiye’nin ilk sorgucu kadını emekli polis memuru Yeşim Hıdıroğlu Aytepe olay yerine arkadaşlarının hemen gittiğini belirterek, “Maktulümüz banyoda çıplak, boğazı ve bilekleri kesilmiş olarak bulundu. Ev dağılmıştı. Sanki eve hırsız girmiş bir şeyler aranmış gibi görünüyordu. Ama maktulümüzün öldürülme şekline baktığımızda ekip arkadaşlarım olayı şüpheli buldu. Tabii hemen maktulümüzle ilgili tüm bilgiler bize gönderildi. Biz de incelemeye başladık. Arkadaşlarımız da eve gelip gidenler kimlerdi, o gün neler yaşanmıştı, tüm bilgileri detaylı öğrenmek için maktulün yakınlarının ifadelerine başvurdu.”
Öldürülen kişi havalimanında güvenlik görevlisi ve 38 yaşındaydı. Yapılan çalışmalarda bir çocuk babası olan güvenlik görevlisinin husumetli olduğu kimse yoktu. Eşinin ifadesine başvuruldu. Eşi o gün cinayet ekiplerine neler yaptıklarını şöyle anlattı: “O gün ben çocuğu okuldan almak için hazırlanırken, kocam benden önce evden çıktı. Ben de sonra evden çıkıp çocuğu okuldan aldım. Oğlumla amcasına gittik. Bu sırada kocamı aradım ulaşamadım. Merak ettim. Kardeşine söyledim. Kardeşi de eve gidip baktı. Kocamı banyoda öldürülmüş buldu.” dedi.
YASAK İLİŞKİSİ ÇIKMADI
Cinayet masası olayı her yönüyle araştırmaya başladı. Kadının iddialarına göre eşi ondan önce evden çıkmış ve işe gitmişti. Ancak bulgular öyle göstermiyordu. Güvenlik görevlisi işe gidiyorum diyerek bir süre sonra geri mi gelmişti? Öyle bir durum varsa neden geri gelmişti? Yasak bir ilişkisi mi vardı? Aytepe, maktulün yasak bir ilişki yaşadığına dair incelemelerde bulunduklarını belirterek “Maktulümüzün öyle yasak bir ilişkisine rastlanılmadı. İşe gidip gelen kendi halinde bir insandı” dedi.
KARDEŞİ AĞABEYİNİ NASIL BULDUĞUNU ANLATTI
Maktulün cansız bedeni incelenmek üzere Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. İfadeler alınmaya devam edildi. Ağabeyinin cansız bedenini bulan kardeşi hem polise hem de sonradan mahkemede şunları söyledi: “Ben eve geldiğimde rahatsızdım, rahmetlinin eşi bizim evdeydi. Ben eve geldiğimde ağabey; ‘Yunus telefonlarına cevap vermiyor bir de sen arar mısın?’ dedi. Benim de telefonlarıma cevap vermeyince, anahtarları ver ben bir eve geçip bakayım, belki uyumuştur telefonu sessize almıştır dedim. Sonra anahtarları alıp ben eve gittim.”
“Kapı kilitli değildi, içeriye girdim. Koşar adımlarla yatak odasına gittim ancak orada kendisini bulamadım. Yatakta dağınıklık falan yoktu. Sonra odalara girdim, çekyatlar kaldırılmış, eşyalar kalıp kalıp yere atılmış. Sonra kapıya yöneldiğim de kapıda rahmetlinin anahtarını gördüm. Yarım sokulmuş şekilde kapıdaydı onu çıkartıp yanıma aldım. Banyoya baktığımda ise kardeşimi çırılçıplak soyulmuş, boğazından ve bileklerinden kesilmiş bir şekilde ölü vaziyette bulduğumda ilk olarak eşimi ve diğer kardeşimi bağıran bir ses tonuyla aradım. Sonra aklıma polis geldi, polisi aradım. Onlar da bana adres sordu ama bilediğim için komşuların kapısına vurdum ama cevap alamadım. Sonra başka bir komşuya rastladım adresi aldım ve polise verdim. Sonra polisler geldi” dedi.
Emekli polis memuru Yeşim Hıdıroğlu Aytepe
KADININ HAREKETLERİ ŞÜPHELİYDİ
Cinayet uzmanı Aytepe, önemli bir konu olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Arkadaşlarımız bu konuyu yoğun şekilde çalışmaya başladı. Eşinin o gün eve değil de, eşinin kardeşine gitmesini şüpheli gördük. Sanki kocasının cesedini kendisi değil de başkası bulsun diye bir oyun oynuyor olabilirdi. Tabii ki arkadaşlarımız her yönüyle kadını merceğe alarak incelemeye aldı. Bazı teknik çalışmalar da gerekliydi. Ve bunun içinde çalışma aylar sürebiliyor. Bu do o olaylardan biri oldu.”
KADININ YASAK İLİŞKİSİ ÇIKTI
Kadının okuldan sonra eve gitmeyerek eşine ulaşamadığını belirtmesi polisi de şüpheye düşürdü. Cinayet masasının deneyimli dedektifleri genç kadını incelemeye aldı. Yapılan telefon incelemelerinde, genç kadının sıklıkla görüştüğü bir kişiyi tespit ettiler. Kısa bir çalışmanın ardından kadının bu kişiyle yasak ilişkisi olduğu belirlendi. Bu iz cinayetin çözülmesine yarayacak önemli bir bulguydu.
ÖNCE UYUTULMUŞ SONRA ÖLDÜRÜLMÜŞ
Bunun üzerine kadın ve ilişkide olduğu iddia edilen kişi mercek altına alındı. İkilinin telefon kayıtları ve olay dönemine ait baz istasyonlarına bakıldı. İkilinin ilişkileri telefonlara yansırken, Adli Tıp Kurumu’nda yapılan inceleme cinayetin boyutunu gözler önüne serdi. Öldürülen güvenlikçinin vücudunda lokal anestezi ilacının artıklarına ulaşıldı. Ortaya çıkan detay korkunçtu. Genç adam önce lokal anestezi ilacıyla uyutulmuş sonra da öldürülmüştü.
7 AYLIK TAKİP
Cinayet masası dedektifleri, bu cinayetin çözülmesi için tam 7 ay çalışma yaptı. Adli Tıp Kurumu raporu, telefon kayıtları ve baz istasyonu kayıtları sonucunda şüphelilerin kadın ile sevgilisi olduğunu gösteriyordu. Kan donduran bu cinayetin ardından elde edilen bulgular üzerine iki sevgili 7 ay sonra gözaltına alındı.
TUTUKLANDILAR
Asayiş Şube Müdürlüğü’nde ikinci kez ifadesi alınan genç kadın, suçlamaları kabul etmedi. Genç kadın, eşinin cinsel güç artırıcı ilaçlar kullandığını belirterek “Belki zehirlenmesi ondandır” dedi. Olayla ilgili ifadesi alınan sevgilisi ise cinayetle ilgisinin olmadığını söyleyerek, “Kocası öldükten sonra bana karından boşan benimle evleneceksin diye tehdit etti.” dedi. Soruşturmanın ardından adliyeye gönderilen iki şüpheli savcılık tarafından tutuklanma talebi ile mahkemeye sevk edildi. Hakim önüne çıkarılan iki kişi tutuklanarak cezaevine gönderildi.
DURUŞMADA DA SUÇU KABUL ETMEDİLER
Gündemi sarsan bu olayla ilgili dava basın tarafından takip edildi. Genç kadının sevgilisi ilk duruşmada, cinayet günü işte olduğunu öne sürerek “Olayı ustabaşına gelen telefonla öğrendim. 3-4 gün sonra Özlem’i aradım. Cevap vermedi. 1,5 ay sonra aradı ve eşinin öldürüldüğünü, aramamamı istedi. Aramızdaki yasak ilişkinin ortaya çıkmasını istemiyordu. Köye gitti ve döndükten sonra tekrar görüşmeye devam ettik.” dedi.
Tutuklu sanık genç kadın da cinayet günü evde olmadığını ileri sürdü. Duruşmada “Eşimin fazla ilgi göstermemesi sebebiyle o dönemde Maşallah ile aramızda bir yakınlık ve ilişki başladı. Olay günü kahvaltıdan sonra eşim evden çıktı. Ben de evden çıktım. İnternet kullanmayı bilmem. İnternetten uyuşturucu ilaç araştırdığım ve temin ettiğim iddiası doğru değildir.” dedi.
“EŞİNİN HAL VE HAREKETLERİ BİZİ ŞÜPHEYE DÜŞÜRDÜ”
Kardeşinin cansız bedenini bulan güvenlikçinin kardeşi de mahkemede o gün neler yaşandığını anlattıktan sonra yengesiyle ilgili şu iddialarda bulundu: “Cenazeden sonra abimin eşinin hal ev hareketleri bizi şüpheye düşürdü. Elimizde delil ve ispat olmadığı için bir şey diyemiyorduk. Hal ve hareketleri bizi şüpheye düşürmeye başladı. İrtibata geçtiğimizde polislerin yaklaşık 7 aylık çalışması neticesinde eşinin bir dostu olduğunu öğrendik. Bunların suçu işlediğini düşünüyoruz. Otopsi raporlarında zaten rahmetli kardeşime anestezi ilacı verilmiş, uyuşturulmuş ve sonra boğularak öldürülmüş. Banyoda boğazına ve bileklerine jilet atılmış ve kanı boşaltılmış. Buna intihar süsü vermişler ama intihar değil, çünkü iki bileği de kesilmiş. Boğazını kesebilmesi için ellerinden birinin işlev yapıyor olması lazım” ifadelerini kullandı.
“KOCAM ÖLÜRSE EV BANA KALIR MI” SORUSU
Duruşmada cinayet günü kardeşinin eşi ile sevgilisinin telefonlarının aynı baz istasyonundan sinyal aldıklarının belirlendiğini ifade eden ağabey “Bunun gibi delil ve bulgular polis tutanaklarında mevcuttur. Bir de dostunun tutanaklardaki ifadesinde gelin dostunu eve çağırıp zaman zaman kahvaltı yapıp daha sonra birlikte olduklarını belirtmiş. Sevgilisinin de ifadesinde, kardeşim Yunus’a ilaçlı bir plan hazırladığını, ilacı Yunus’a içirip evini elinden alacağımızı söylemiş. Benim kardeşimin asıl öldürülme nedeni bu evdir. Evi buradan almasıdır. Bankadaki memura da, kocam ölürse bu ev bana kalır mı? demiş. Düşün ki, eşiniz bunu nasıl diyebilir? Ben mi kıymetliyim, ev mi yoksa dünya malı mı? Böyle bir şey var mı?” şeklinde konuştu. Tüyler ürperten bu cinayet emniyet kayıtlarında da önemli bir vaka olarak yer aldı.