Edebiyattaki Fenerbahçe, şâirlerin sarı-lacivert sevdası

0



Sarı-lacivertli renkler bana babadan miras… Uzun zaman Fenerbahçe ile edebiyat ilişkisi üzerine yayımlanmış literatürü toplamaya çalıştım. Çoğu kez uygun bir konjonktür kollayıp, konuyla ilgili bir haber yapmaya niyetlendim. İyi ki de yapmamışım. Akademisyen-yazar Sıddık Akbayır‘ın sosyal medyadan ‘Edebiyattaki Fenerbahçe’ çalışmasından haberdâr olunca kelimenin tam anlamıyla havlu attım. ‘Mükemmel iyinin düşmanıdır’ diye boşa söylememişler. Sıddık Hoca ile yeni çıkan kitabıyla ilgili olarak uzun soluklu bir söyleşi yaptık. Akbayır sorularımızın bir bölümünü görüntülü yanıtladı. Video çekimini belli bir süreyle sınırlı tuttuğumuz için arta kalan sorularımın yanıtlarını ise yazıya döktüm. Söyleşi her ne kadar ‘Fenerbahçe odaklı’ olsa da hak gözetirlik adına diğer büyük kulüplerimize gönül vermiş şâir ve yazarlarımızı da anmaya özen gösterdik.

Edebiyatın Fenerbahçe’si – Tribünleri Tek Başına Dolduracak Kadar Fenerli On Bir Kalem, Eflatun Kitapları arasından okurla buluştu

Akbayır’ın kitabında Fenerbahçe’ye gönül vermiş edebiyatçılar âdeta geçit töreni yapıyor dersek abartmış olmayız. “Elbette Türk edebiyatında Fenerbahçeli yazarlardan şâirlerden böyle birkaç kitap rahatlıkla çıkabilir” diyen Akbayır, Necati Cumalı’dan Oktay Akbal’a, Orhan Pamuk’tan Tahsin Yücel’e, Mustafa Kutlu’dan Nuri Pakdil’e, Fethi Naci’den Selçuk Altun’a, Rıfat Ilgaz’dan Akif Kurtuluş’a, Ece Ayhan’dan Murathan Mungan’a, Turgut Uyar’dan Enver Ercan’a, Cezmi Ersöz’den Gani Müjde’ye, Adil İzci’den Ahmet Soysal’a Cihan Oğuz’dan Cahit Zarifoğlu’na, Metin Celâl’den Adnan Özer’e dek çok sayıda Fenerbahçe taraftarı ismi saymanın mümkün olduğunu söylüyor.

Ancak o “Edebiyatın Fenerbahçesi” başlıklı çalışmasının hacmini “Tribünleri Tek Başına Dolduracak Kadar Fenerli On Bir Kalem” diye nitelendirdiği ve başta Nâzım Hikmet olmak üzere İslâm Çupi, Cemal Süreya, İlhami Bekir Tez, Süleyman Nazif, Orhan Kemal, Fazıl Hüsnü Dağlarca, İlhan Berk, Yaşar Kemal, Erdal Öz ile Küçük İskender‘den yaptığı alıntı, anı ve anekdotlarla zenginleştirmeyi yeğlemiş.

Akbayır’ın hemen aşağıda yayınladığımız videodaki konuşmasında 11 kişinin Fenerbahçe sevgisiyle ilgili çarpıcı anılarını dinleyeceksiniz.

Şimdi başlayabiliriz.

Son zamanlarda sanat ile Fenerbahçe üzerine dikkat çekici etkinlikler göze çarpıyor. Önce Devrim Erbil’in “Bir Renk. Bir Tutku. Bir Efsane: Devrim Erbil Fenerbahçe Koleksiyonu” görücüye çıktı. Ardından sizin kaleme aldığınız çalışma. Ve şimdi de benim sizinle söyleşim. ‘Acaba’ diyorum Fenerbahçe’nin yılladır susadığı şampiyonluk açığı sanatla mı kendini dışa vuruyor?

“SÖZ: FENERBAHÇE-MÜZİK: TÜRKİYE”

Bir takım üst üste birkaç yıl şampiyon olabilir. Ancak sanatta şampiyon olabilmek sadece bir takıma nasip olabilir. O takım da Fenerbahçe’dir. Fenerbahçe bir şarkıysa o şarkının yer aldığı albümün kapağına “Söz: Fenerbahçe Müzik: Türkiye” yazmak mümkündür.

ŞAİRLER LİGİ’NDE MUHTEMEL 11’LER

Kitabınızın odağı Fenerbahçe’ye gönül vermiş şâirler-yazarlar… Hilmi Yavuz, Attilâ İlhan, Asaf Hâlet Çelebi, Haldun Taner, Enis Batur, Ülkü Tamer, Ferhan Şensoy, Metin Üstündağ, Ahmet Altan, Engin Ardıç ve Ahmet Ümit gibi isimlerin Galatasaray’a; Abdullah Ziya Kozanoğlu, Yusuf Atılgan, Kemal Özer, Yılmaz Erdoğan, Haşmet Babaoğlu, Birhan Keskin, Tarık Tufan, Burak Aksak, Eşber Yağmurdereli, Behiç Pek ve Vedat Özdemiroğlu gibi isimlerin Beşiktaş’a; Hüseyin Alemdar, Sunay Akın, Yaşar Miraç, Ahmet Özer, Öner Ciravoğlu, Nihat Genç, Serap Aslı Araklı, Ercan Yılmaz, Yaşar Bedri Özdemir, Hüseyin Haydar ve Selahattin Yusuf gibi isimlerin Trabzonspor’a gönül vermiş şairler ve yazarlar olduğu biliniyor. Bu çerçevede de benzer çalışmalar yapılır değil mi?

“DİĞER TAKIMLAR İÇİN ÖRNEK OLABİLİR”

Biriken malzeme, dergi-gazete yazılarım Fenerbahçe üzerineydi. Elbette diğer takımlarımızın da sanat edebiyat dünyasında çok değerli taraftar kitlesi var. Yedeksiz edebiyat aşkıyla masaldan öyküye pas atan, romandan şiire orta kesen, şiirden senaryoya şut çıkaran, kendi galibiyet sevincine, mağlûp olanın hüznünü kuşanmayı da bilen, öz hayatının hem forveti hem teknik adamı hem taraftarı olan on bir isim her takımdan mutlaka çıkar. Belki bu çalışma, diğer takımlar için de iyi bir örnek olabilir. Bir de tuttuğu takımı dört büyüklere hiçbir zaman tercih etmeyenler var. Sözgelimi, Haydar Ergülen, Tuna Kiremitçi her zaman Eskişehirspor; Ahmet Erhan, Ali Yağan her durumda Adana Demirspor, der…

FENER YENEMEYİNCE KADIKÖY’ÜN YÜZÜ ASILIR

Markalaşmış şâirlerin, yazarların Fenerbahçe’ye ilgisi tesâdüf mü? Fenerbahçe’nin zirvede olduğu yıllar ile şiirde, düzyazıda temsilinin de arttığı söylenebilir mi? “Fenerbahçe’nin gâlip gelmediği günlerde Kadıköy’ün yüzü asıktır” diyordu Cemal Süreya… Sahi bu Kadıköy ruhu mu? Yoksa başka bir şey mi?

Cemal Süreya, Kadıköy’ü kentin magazinleştiği yer olarak görür. Rıhtımda karışık düşünceler içinde ağır ağır yürümeyi sever. Kadıköy İskelesi’ne en uzun süre, en yakın oturan şâir olarak gurur duyar. Kadıköy sahilinde yürürken ceketinin önü her zaman iliklidir. Bunun sebebini soranlara da tutkulu bir Fenerbahçe taraftarı olan her an Fazıl Hüsnü Dağlarca ile karşılaşma ihtimâlini söyler.

Evet, Kadıköy ile Fenerbahçe arasında doğrudan bir ilişki kurmak mümkün… Fenerbahçe, Kadıköy’de her mekâna, her sokağa kendi rengini verir. Kadıköy, Fenerbahçe demektir. Kadıköy, Fenerbahçe’yle yaşar, nefes alır âdeta. Fenerbahçe’nin galip gelmediği günlerde Kadıköy’ün yüzü asıktır. Tek laf etmeden denize bakan emekliler gibidir.

“BEDELİ ÖDENMİŞ BİR BAĞLANMA BU”

Fenerbahçe sevgisinin şairlerdeki, yazarlardaki yeri, bir tesâdüf değildir. Bedeli ödenmiş bir bağlanmadır bu. Bunu Fenerbahçe tarihine bakanlar kolayca görebilecektir. Ki kitapta bunun gerekçelerini ayrıntılı bir biçimde vermeye çalıştım.

Futbol ile sanat disiplinleri arasında bir ilişki kurmak mümkün… Futbol yazıları ile edebî anlatımlar arasında bir benzerlik görüyor musunuz?

“Futbol ve…” dedikten sonra sanat, siyaset, ticaret, sosyoloji, psikoloji, felsefe gibi birçok sözcüğü, kavramı getirmek mümkün… Sözgelimi; varoluşçu felsefeci Martin Heidegger‘in “Futbol, doksan dakikalık felsefî bir şiirdir” dediği iddia edilir. Albert Camus, futbol ve tiyatro arasında kalması durumunda kesinlikle futbolu seçeceğini hiç çekinmeden söyler. Kendisi de bir dönem futbol oynayan Fransız yazar Jean Paul Sartre “Ahlaka dâir ne öğrendiysem futboldan öğrendim. Çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi” der. Futbol üzerine sosyolojik değerlendirmeler yapan İsmet Özel, “Futbol ayakların şiiridir” gibi bir cümle kurar.

Akademisyen-yazar Sıddık Akbayır yeni kitabı ‘Edebiyatın Fenerbahçesi’ni Habertürk’e anlattı…

Ancak, konumuz genelde edebiyat ve futbol özelde edebiyat ve Fenerbahçe… Ömründe, ilkokul manzumeleri dışında, şiir okumamış birçok seyircinin Fenerbahçeli bir futbolcuyu göstererek “Şiir gibi futbol oynuyor!” diye bağırdığını işitmeyen pek yoktur. Güzel futbolun şiire benzer bir yönü hep vardır. Gol ya da galibiyet ‘ân’ı, her taraftarı farkına varmasa da kısa bir süreliğine şâir kılar.

Coşku, tutku, dram ve maksimum heyecan fırtınası, duyguları sahanın dışına taşırmaktadır. Hayatı özetleme gücüne sahip futbol, ipince bir çizgiyle taraftarın ruh hâlini haftalık, sezonluk belirlemektedir. O incecik beyaz çizgiler; futbol cümlesinin öğeleri olan ofsaytı, tacı, korneri, autu ve golü sistemli bir şekilde sıralamaktadır. O incecik çizgiler; pankartlarda, mottolarda kelimeleri, cümleleri renklendirip skorlarda rakamların gülüştüğünü göstermektedir.

Bu isimler içerisinde sizi en çok etkileyen ayrıntılar neler oldu?

Yanıtı çok uzun sürebilecek bir soru. Yaklaşık 420 sayfalık bir kitapta yüzlerce anekdot, ayrıntı var. Kitap, İslâm Çupi ile başlayıp küçük İskender ile sona eriyor.

Sözü onlara bırakmak istiyorum:

“Fenerbahçe maçlarında kimi zaman futbolculardan çok, yolda karşılaşsalar kavga edecek adamların stadyumda kardeş olan seyirci kimliklerini seyrederim. O tuhaf karşılıksız sevgiyi onların gözlerinde görür, seslerinde duyar, sarı lacivert renklerinde yaşarım. Fenerbahçe büyüklüğü, ne şampiyonluk ne kupa büyüklüğüdür. Onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konulamaz“ İslâm Çupi

“Bu ülkede hiçbir ortak acı ve sevincin bir araya getiremediği kitleleri, her zaman Fenerbahçe aşkı örgütler. Sadece Fenerbahçe aşkı, her hafta milyonlarca kalbi aynı anda serinletir ya da acıtır”. küçük İskender

DERKENAR

Sıddık Akbayır Ot Dergisi için hazırladığı “Şiir Gücü” adını verdiği futbol takımının ilk 11’ini ve teknik direktörünü böyle oluşturmuştu.

Sayı: 51, Mayıs 2017 OT, Şiir Gücü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir