Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün’ün ifadesi ortaya çıktı

0



Belediyelere yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında 47 kişi hakkında gözaltı kararı verilmişti. 4 günlük gözaltı süresi dolan 36 kişi dün adliyeye sevk edildi.

İfade işlemlerinde 14 Cumhuriyet savcısı görevlendirildi. 30 kişi tutuklanması, 6 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılması talebiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. Aralarında CHP eski Milletvekili Aykut Erdoğdu, CHP PM Üyesi Baki Aydöner, Avcılar Belediye Başkanı Utku Caner Çaykara, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe, Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, Adana Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar ve Adana Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin’in de bulunduğu 22 kişi tutuklanarak cezaevine gönderildi. 14 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Savcılığın Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün ile yardımcısı Ömer Kazancı hakkında tutuklama talep ettiği sevk yazısının detaylarına ulaşıldı. Sevk yazısında, Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün’ün bölgede yapılan inşaatların ruhsatı ve iskanının izni aşamasında iş sahiplerinden haksız maddi taleplerde bulunduğu, villa ve para talep ettiğine ilişkin iddiaların araştırıldığı ve inşaat sahiplerinin ifadelerine başvurulduğu anlatıldı.

VİLLALARI VERDİ AMA YOLLAR YAPILMADI

Hayrettin Mermer’in ifadesinde, “İnşaatları yaptıktan sonra belediyeye yol yapımı için başvurduğunu, firari başkan yardımcısı Nuraydın Sak’ın kendilerini bir firmaya yönlendirip ‘bizim çalıştığımız firmayla görüşün barter (Ürün veya hizmet değişime dayalı yapılan ticaret) yapın, yaklaşık 20 milyon tutar, nakit ödeyemeyecekseniz 2 villa teslim edin onlar yolları yapar’ dediğini, bunun üzerine Ali Nuhoğlu’nun Trend İnşaat isimli firmasına 2 villayı devrettiğini ancak firmanın yolları yapmadığını, iki villayı 14 milyon 500 bin TL’ye saydığını, daha sonra Hasan Akgün’ün damadı firari Eray Kurt ile Gökay Kurt’a 2 villa sattığını, villalarda kendilerinin oturacağını söylediklerini, hala boş olduğunu, tanesini 5 milyon 84 bin liraya saydığını, bu kişilerin bölgede başka projelerden de villa aldığını duyduğunu” söylediği öğrenildi.

40 MİLYON PARA VE 23 DAİRE VERDİ

Kemal Şahin’in de ifadesinde, “İnşaat ruhsatı başvuru aşamasındayken Hasan Akgün’ün ‘basketbol takımına sponsor olur musun’ dediğini, teklifi kabul edip 40 milyon liralık anlaşma imzaladığını, Metin Gül Flamingo isimli projeyi devraldığını, Hamit Demir’e 23 daire verdiğini, bu dairelerin Hasan Akgün ile bağlantılı kişilere devredildiğini düşündüğünü, Pelican Hill isimli projeyi yaptıklarında inşaat ruhsatı, kat irtifakı ve iskan için 3 daire ve 1 villayı Osman Yeşilgül’e devrettiklerini, daha sonra bu evlerin Hasan Akgün’e devredildiğini” söylediği anlatıldı.

2 MİLYON 350 BİN TL SPONSORLUK ÜCRETİ

Erol Gürsoy’un ifadesinde de, “İskan için belediyeye başvurduklarında sonuç alamadıklarını, belediye ile görüştüklerini ancak alamadıklarını, bir süre sonra ortağı Hasan Albayrak’ın basketbol takımına destek olalım demesi üzerine 2 milyon 350 bin TL parayı sponsorluk ücreti olarak gönderdiğini” söylediği anlatıldı.

“ZORLUK ÇIKARDILAR, PAYIMA DÜŞENİ YATIRDIM”

Hasan Albayrak’ın ifadesinde de, “Talep etmelerine rağmen şantiyeye giden yolların yapılmadığını, iskan alamadıklarını, Tarık Erdoğan’ın basketbol takımına 5 milyon bağış yapmalarını, kendilerine katkısı olacağını söylediğini, kabul etmediğini ancak işlerini hızlandırabileceğini düşünerek 100 bin lira gönderdiğini, ortağı Erol Gürsoy’un 2 milyon 350 bin TL gönderdiğini, ancak yolun yine yapılmadığını, Murat Kazıcı, Hasan Albayrak ve Erol Gürsoy ile birlikte inşaat yaptıklarını, ruhsatta zorluk çıkardıklarını, Hasan’ın ‘basket takımına para yatırmamız gerekiyor demesi üzerine payına düşeni yatırdığını” söylediği ifade edildi.

“HASAN AKGÜN’ÜN KASASI”

Mustafa Keleş’in ifadesinde de, “Pelican Hill isimli projeyi yaptıklarında Osman Yeşilgül’ün gelip 3 daire 2 villayı inşaat ruhsatı, kat irtifakı ve iskan için istediğini, taleplerinin karşılanmaması halinde izinlerin verilmeyeceğini belirtmesi üzerine 3 daire ve 1 villayı Osman Yeşilgül’e devrettiklerini, Osman’ın Hasan Akgün’ün kasası olarak bilindiğini” söylediği ifade edildi.

3 TAKSİT ÖDEDİ RUHSAT ALAMADI

Vahit Karaaslan’ın ifadesinde de, “İnşaat projesine inşaat ruhsatı için başvurduğunda belediyenin zorluk çıkardığını, Hasan Akgün ile görüşmeye çalıştığını ancak görüşemediğini, şüpheli Ömer Kazancı ile görüştüğünü, ‘basketbol takımına ne kadar verebilirsin, sponsor olursan ruhsatını veririz’ dediğini, kendisinin de 35 milyon verebileceğini, bunu da 7 taksitle ödeyebileceğini söylediğini, teklifi kabul edilince şüpheli Halil Satı’nın kendisini arayıp ‘parayı erken ver’ dediğini, 3 taksidi ödediğini ancak ruhsat verilmeyince kalan taksitleri ödemediğini, kendi isteğiyle sponsor olmadığını, ruhsat alamayacağını bildiği için kabul etmek zorunda kaldığını” söylediği öğrenildi.

BAĞIŞ VERMEYENİN RUHSAT VE İSKANI VERİLMEDİ

Sevk yazısında, Büyükçekmece’de belediyenin başta imar konularında iş sahiplerinden haksız talepte bulundukları, inşaat ruhsatı aşamasında Hasan Akgün’ün kasası olduğu öne sürülen Osman Yeşilgül’ün başkanı olduğu basketbol takımına sözde bağış yapmaya zorladıkları, iskan aşamasında ise daire, villa vermeye zorlandıkları, taleplerini kabul etmeyenlerin ruhsat ve iskanını vermedikleri, başvurularını beklettikleri anlatıldı.

“KORKTUKLARI İÇİN MARUZ KALDIKLARINI PAYLAŞAMIYORLAR”

Sevk yazısında Hasan Akgün’ün iş sahipleriyle kendisinin görüşmediği belirtilerek “İmar müdürü, ya da başkan yardımcısının görüşmeleri yaptıkları, sorumluluktan kurtulmak için alt kademedeki kişiler üzerinden taleplerini ilettiği anlaşılmıştır. Önceki imardan sorumlu belediye başkan yardımcısının benzer konulardan dolayı tutuklandığı, serbest kalınca kaçtığı halen firari olduğu anlaşılmıştır. Şüpheli Hasan Akgün’ün akrabalarının ilçede başta hafriyat ve inşaat işleri olmak üzere bazı alanlarda şüpheli Hasan Akgün’ün nüfuzunu kullanarak kazanç sağladıkları görülmüştür. İlçede birçok kaçak döküm sahasının olduğu, bunların basında da yer aldığı, bu alanların tespitine yönelik araştırma devam etmektedir. Damadı şüpheli Eray Kurt’un firari olduğu, bölgedeki inşaatlardan villalar satın aldıkları, her ne kadar satış olarak gösterilmişse de göstermelik satış olduğuna dair kuvvetli şüphe bulunmaktadır. Soruşturmanın geldiği aşamada şüphelinin belediye başkanı olması ve yetkilerini aleyhlerine kullanacağını düşünen birçok iş sahibinin ise korktuğu için maruz kaldıkları olayları paylaşamadıkları görülmüştür. Nitekim ifadesi alınan Mansur Aslan 2 Haziran 2025 günü Cumhuriyet Başsavcılığımıza gelerek can güvenliğinden endişe ettiğini belirtmiştir. Şüpheli Hasan Akgün ve Ömer Kazancı’nın alınan beyanlar ve toplana deliller karşısında kamu görevinin vermiş olduğu yetkileri kötüye kullanarak iş sahipleri üzerinde baskı kurdukları, talepleri geciktirerek ya da reddederek maddi menfaat elde etmeyi amaçladıkları, bu kapsamda basketbol takımına sözde bağışa, sponsorluğa zorladıkları, belediyenin yetkisinde olan yolları yapmayarak kendi çalıştıkları firmalara yönlendirdikleri, bu firmanın Ali Nuhoğlu’na ait firma olduğu, firmanın da anlaşmaya rağmen yolları yapmadığı, iş sahiplerini haklarını dahi aramadıkları, yolları kendileri yapmak zorunda kaldıkları anlaşılmıştır. Şüpheliler iş sahiplerini icbar etmek suretiyle taleplerini karşıladıkları, üzerilerine atılı irtikap suçunu işlediklerine, yine bazı iş sahiplerinin ise inşaat yapacakları sırada şüphelileri maddi menfaat sağladıkları, rüşvet verdikleri hususunda somut delillere dayalı kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu, serbest kalmaları halinde ifade veren ve verecek olan kişilere baskı yapacakları, bu kişilerin ifade vermekten imtina edeceklerine dair somut delillere dayalı kuvvetli şüphe nedenleri bulunmaktadır.” denildi.

“BELEDİYENİN MENFAATİNİ KİMSEYE PEŞKEŞ ÇEKMEDİM”

İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliği sorgusunda savcılığın tutuklamaya sevk yazısını okuduğunu ve hiçbirini kabul etmediğini söyleyen Ömer Kazancı, “Ben kimseyi bir yere yönlendirmedim, 29 yıldır vergi mükellefi olarak vergimi ödedim, sonrasında Büyükçekmece Belediyesi Başkan Yardımcısı olarak görev yaptım. Burada bahsedilen ismi geçen kişilerden rüşvet almış sözünü benim hiçbir şeyim incelenmeden kabul etmem mümkün değildir. Benim eşimin adına bir evim vardır, onun tapusunu 2024 yılında aldım, geçmişime bakıldığında bir sürü mallarım vardır. Belediyede bulunduğum kamu görevimi kimse için suistimal etmedim, belediyenin menfaatini kimseye peşkeş çekmedim, bu ülkede silah ruhsatı almak isteyenler bağış yapmak zorundasınız diye bağış yapıyorlar. Spor kulübü sponsorlarla yürütülür, burada birçok genç spor yapıyor, atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Kimseden rüşvet almadım, kimseye de şuraya para yatır demedim. Bu vatandaşlara nasıl dilekçe verdirildiğini biliyorum. 4 gündür manevi işkence altında zindanda bekledim. Orada şu yazıyor, o kişi bu işe dönerse insanların işlerini yapmaz. Bunu kabul etmiyorum, bu zamana kadar neden bu insanlar bizim hakkımızda şikayette bulunmadılar? Ben bir devlet memuruyum, onurumla yaşarım, serbest bırakılmamı talep ederim” dedi.

“SAVCILIĞIN TALEBİ İÇİMİ ACITTI, KEŞKE BİRİ DOĞRU OLSA”

Belediye Başkanı Hasan Akgün de ifadesinde, 1975 yılından beri aralıksız bu ülkede belediyecilik yapan tek kişi olduğunu söyleyerek, “Sayın savcılığın talebini okudum, içimi acıttı, keşke bir tanesi de doğru olsa. Ben bu konularla ilgili belgelerimle beraber hem bugün hem de polise açıklamalarımı yaptım. İçimi acıtan 50 yıl 6 aylık bir kamu görevlisi ve bu ülkeye aralıksız bu görevi devam ettirmiş bir kişiyim. Son zamanlarda İstanbul’da havanın puslu olması nedeniyle 40 yıl boyunca, 7 yıl boyunca belediye başkanı olarak seçilerek, benden rant elde edemeyen hasımlarım vardır. Bunlar da şimdi kurt gibi Hasan Akgün’e saldıralım intikam alalım dediler. Hayrettin Mermer diyor ki; Ali Nuhoğlu onun inşaatının yollarını yapacakmış, bizim başkan yardımcımız Nuray yönlendirmiş diyor, bir defa bu Hayrettin Mermer bölgemizde mermer yapan biridir, her türlü kolaylık kendisine gösterilmiştir” dedi.

“MÜTEAHHİTLER KAZANSIN DİYE YILLIK PROGRAMIN DIŞINA ÇIKMAYIZ”

İmar müdürünün bir inşaat firmasının inşaatlarındaki eksik imalatın tespit edilmesi üzerine üzerine suç atıldığını söyleyen Hasan Akgün, “Halbuki belediye ruhsatı verdikten sonra o ruhsata uyulup uyulmadığını Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın yetki verdiği inşaat denetim firmaları yapar, yapı denetim firması olmadan inşaatlara ruhsat verilmez, burada bahçeli evlerin altına kurulan kazıklarda eksiklik olduğu için şahıslar şikayet ediyor. Sonra belediyeye intikal ediyor olay. Burada yapı denetim firması belediyeye 3 gün içinde bildirmek zorundadırlar. Hayrettin’in bu ifadelerini reddediyorum, belediyeler yolları yaparken yıllık yatırım planına göre yapar, 2019 yılından bu yana bütçe imkanları son derece daralmıştır belediyelerin. Bizler müteahhitler kazansın diye yıllık programın dışına çıkamayız. Ali Nuhoğlu sanki belediyenin devamlı müteahhitiymiş gibi gösteriliyor, ben bir kere gördüm, bir defa bizden iş almıştır” ifadelerini kullandı.

AKGÜN: DAMADIM RESTORAN SAHİBİ, HAFRİYATLA İŞİ YOK

Damadının ve abisinin firari olduğu iddiasının doğru olmadığını söyleyen Hasan Akgün, “Damadım Kaşıbeyaz lokantalarının sahibidir. Kendisi bir hafta önce fuara katılmak üzere Avrupa’dan dönmüştür, herhangi bir şekilde firari olması söz konusu değildir. Abisi de işinin başındadır. Herhangi bir şekilde hafriyatla ilişkileri yoktur. Büyükçekmece’den birçok yerden kaçak hafriyattan bahsediliyor. Bu ilçe İstanbul’un en önemli su toplama havzalarının başında gelir, toprak döküm alanı söz konusu olamaz. İSKİ ve Büyükşehir bu alanda kuş uçurtmaz, 3-4 kişi bu alanda kaçak döküm yapmıştır, bunlara onlarca ceza verilmiştir ve davaları devam etmektedir. Havzaya dökülen zehirli maddeler ve hafriyatlarla ilgili davalarımız devam etmektedir, Mert benim abimin oğludur. Tamamen işinin başındadır” şeklinde konuştu.

“OSMAN GÜL AİLE DOSTUMDUR, KASA FALAN BİLMİYORUM”

Metin Gül İstanbul’da tanınan inşaatçı bir ailenin üyesidir diyerek, “Metin Gül, Demir inşaatın büyük bir şantiyesini devralıyor. Ahmet Demir’i de tanırım. Trakya bölgesinde inşaat yapar, Büyükçekmece Spor Kulübü’nün bir süre sponsorluğunu yapmıştır. Hamit Demir’in devraldığı inşaata vermiş olduğu para ve dairelerin Hasan Akgün’e verildiğini ifade eden arkadaşımızın yanlış beyanlarda bulunduğunu belgeleriyle beraber savcılığa teslim ettik. Hamit o inşaat için en az 50-60 milyon para harcamıştır. Benimle bir ilgisi yoktur. Yalan bir beyandır. Ali Nuhoğlu, Ali Demir ile iş yapıyor, vermiş olabilir ben onu bilemem. Osman Yeşilgül ve ailesi Büyükçekmece’de 70 yıllık bir ailedir. En büyük tarım arazisi zamanında onlara aitti. Bu yeri babaları ve aile kat karşılığı Metin Gül ve diğer ortaklarına anahtar teslimi verdi. Osman Yeşilgül malın sahibidir. Peki Osman Gül neden bundan 3 daire 1 villa istesin, bunun da cevabını net verdim, külliyen yalandır. Osman Gül benim yakın aile dostumdur, ben kesinlikle kasa falan bilmiyorum. Erol Gürsoy sponsorluktan bahsediyor, bilmiyorum, tanımıyorum. Hasan Albayrak’ı tanımıyorum, belediye başkanı olarak 7 tane yardımcım vardır. Belediyenin nizamnamesi burada kimin ne iş yapacağını belli eder, Hasan Albayrak, Tarık Erdoğan ile iş yapacakmış işin kolaylaştırılması için para istemiş. Hiçbir şekilde ilgim yoktur. Mustafa Keleş, Metin Gül ortağıdır. Yıllar sonra bunlar hasım olıyorlar, davaları devam ediyor. Burada benim kasam olarak gösteriyor, tamamen iftiradır, reddediyorum.” dedi.

“BELEDİYE BAŞKANI OLARAK KİMSEYE KAPIMI KAPATMADIM”

Büyükçekmece Belediyesi ile ilgili ifade veren Vahit Karaaslan’ı tanımadığını söyleyen Hasan Akgün, “Karaaslan’ın bahsetmiş olduğu ruhsat almak için görüşme şöyledir: Vahit ruhsatlandırılmış olan yaklaşık 2 sene önce eski Küçükçekmece Belediye Başkanının ruhsatını alıp inşaatının başlamasını devretmiştir. Murat Öztiryaki’yi tanımıyorum. Binalarından resmi belgeleri ibraz ettik dosyaya. Fabrikalarında bir işlem yapmışlar, yıkmışlar. Bundan haberim yoktur. Bunun bir kızgınlıkla söylendiğini tahmin ediyorum. Mahsun Aslan isimli şahsı tanımıyorum. Büyükçekmece Belediye Başkanı olarak hiçbir şekilde, hiçkimseye kapımı kapatmadım. Herkesle görüştüm. Gökhan Akgün denilen kişi aileden uzaktır. Benim olduğum yere gelemez. Bununla ilgili söylenen konularla hiçbir bilgim yoktur. Tamer Reisoğlu’nu tanımam bir bilgim yoktur. İmar konularında iş sahiplerinden biz talepte bulunuyormuşuz biz kazanç elde ediyormuşuz gibi bir ifade vardır. Büyükçekmece Belediyesi işlerini hızlı bir şekilde yapmaktadır. Bununla ilgili müteahhitler bizlere teşekkür etmektedirler” şeklinde konuştu.

“KESİNLİKLE KİMSEYE BASKI YAPMADIM”

Nüfuz kullandığı iddiasını yalanlayan Akgün, “Hasan Akgün’ün bazı yerlerde nüfusunu kullanarak iş yaptığı görülmüştür denmiştir. Bahse konu işlerle alakam yoktur. Mansur denilen kişiye biz baskı yapıyormuşuz, tehdit ediyormuşuz, ismini dahi duymadım. Ben kimseye kesinlikle baskı yapmadım, yapmam da. Bizim suçlandığımız konularda sponsorluk gündeme gelmiştir. Ömer kazancı bizim başkan yardımcımızdır. Büyükçekmece’nin birçok spor kulübü vardır. Basketbol takımı da Süper Lig’de oynayan bir takımdır. Sponsorlar Büyükçekmece Basketbol takımı sayesinde TRT ve diğer TV ekranlarında 250 saatten fazla reklam yapılıyor” dedi.

“SPONSORLAR OLMASA BELEDİYELERİN BU HİZMETİ SAĞLAMASI KOLAY DEĞİL”

Sponsorlardan birinin tutuklanan iş insanı Kemal Şahin’in holdingi olduğu belirten Akgün, ifadesinin devamında şunları söyledi: “Bizim sponsorlarımız Tüyap, Arel Üniversitesi’dir, Şahinler Holding’tir. Holdingin sahibini tanımıyorum, sponsor oluyorum dedikten sonrasını ben bilmiyorum. Sponsorluk üzerinden bana para aktarılıyor deniyor. Sponsorluk yapanların bütün paraları Büyükçekmece Spor Kulübü’nün banka kayıtlarında mutlaka vardır. Spor Kulübü bir tüzel kişiliğe sahiptir. Spor kulübünün borçlu olduğunu, borçlarını 10 yıllık bir süre içinde ödeyeceğini takside bölmüşlerdir. Spor kulüplerine bu destek verilmemiş olmasa hangi spor kulübü ayakta kalabilir? Sponsorluk meselesini ülkenin gelenekleri ve görenekleri bakımından açmak istiyorum. Bütün belediyeler sponsorlarla önemli işler yapmışlardır. Biz de buradaki insanlarla, sanayicilerle, spora gönül veren insanlarla çok iş yaptık. 36 tane okul yapılıp devlete teslim edilmiştir. Bunlar bizim iş insanları tarafından yapılmıştır. 28’den fazla cami yine sponsorlar vasıtasıyla yapılmıştır. 15’ten fazla aile sağlığı merkezi sponsorlar tarafından yapılmıştır. Büyükçekmece Adliyesi’nin belediye tarafından anahtar teslimi yapılmıştır. Bunları biz kasamızdan çıkarmıyoruz. Bunlar sponsorlar vasıtasıyla yapılmıştır. Sponsorlar bu ülkede olmasa belediyelerin yaptığı, ortaya koyduğu bu hizmetlerin olması kolay değildir. Türkiye’de bugün Başakşehirspor Süper Lig’de oynuyorsa sponsorlar sayesinde gelmiştir. Bugüne kadar kimseye muhtaç olmadık, kimsenin hakkına göz dikmedim. Kimsenin hakkına da kimsenin göz dikmesine müsaade etmedim. Böyle bir tutuklama talebiyle karşılanmak hayatımın üzücü bir olayıdır.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir