4 ayda 45 kiloya düşen 19 yaşındaki Davut, babasının böbreğiyle hayata tutundu

Yaşadığı zorlu günlerin ardından bugün yaşadığı mutluluğu ve deneyimi paylaşan Davut Minaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Diyaliz süreci hem psikolojik hem sosyal olarak beni çok zorladı. Haftanın üç günü, dört saat boyunca diyalizde olmak bir genç için gerçekten çok zor. Dışarı çıkamıyordum. Diyaliz sonrası nöbet geçiriyordum. Bu hastaneye geldikten sonra hayatım değişti.”
Ameliyat sonrası kendini çok iyi hissettiğini vurgulayan Minaz, “Nakilden önce korkunç rüyalar görüyordum. Psikolojim bozulmuştu, hayatımı kaybedeceğim korkusu vardı. Başım dönüyor, yere düşüyordum. Şimdi bıraksanız koşacak gibi hissediyorum. Organ bağışı sayesinde hayata yeniden tutundum. Nakil ekibinde emeği geçen tüm hocalarıma çok teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.
Oğluna teşhis konulduğu andan itibaren yaşadıkları zorlukları anlatan sıva ustası baba İdris Minaz, “Dört ay önce hastalığı öğrendik. Gittiğimiz her yerde kan ve idrar tahlili yapıldı. Sadece diyaliz önerildi. Diyaliz sürecinde çocuğum giderek zayıfladı. Oğlum, benim için korktu ama ben ‘asla korkma’ dedim. ‘Beni ameliyat edin, çocuğumu kurtarın’ dedim. Nakilden sonra adeta 10 yıl gençleştim. Çocuğum için yaşıyorum, o da benim için yaşayacak. Bu süreçte babasından bir parça aldığını bilerek bunu koruyacaktır” diye konuştu.
“HASTADAKİ BÖBREK YETMEZLİĞİ NADİR GÖRÜLEN BİR HIZLA İLERLEMİŞ”
Nakil ameliyatını gerçekleştiren Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Organ Nakli Merkezi Sorumlusu Doç. Dr. Veysel Umman, Minaz’daki böbrek yetmezliğinin nadir görülen bir hızla ilerlediğini belirterek şu bilgileri verdi: “Genelde böbrek yetmezliği ileri yaşlarda ortaya çıkar. Ancak bazı bağışıklık sistemi hastalıkları, enfeksiyonlar veya doğuştan gelen sorunlar, çocuklarda hızlı ilerlemelere neden olabilir. Hastamızda da ‘fokal segmenter glomerüloskleroz’ dediğimiz bir hasar sonucu böbrek fonksiyonları hızla kaybolmuş ve diyalize girmek zorunda kalmıştı.”
“HASTA UMUDUNU YİTİRMİŞTİ”
Hastanın ilk değerlendirmelerindeki genel tablosundan bahseden Doç. Dr. Umman, “Davut bize geldiğinde çok halsiz, enerjisi düşük ve yaklaşık 45 kiloydu. Psikolojik olarak da yılgındı, kendine bakmayı bırakmıştı. Ancak süreç hakkında bilgi verdikten sonra umutlandı ve motivasyonu arttı” diye konuştu. Nakil ameliyatlarında alıcı ve verici ameliyatlarını aynı anda planlanıp gerçekleştirildiğini hatırlatan Doç. Dr. Umman, “Koordineli şekilde sürdürülen bu ameliyatlar yaklaşık 5-7 saat devam ediyor. Bu noktada böbreğin çıkarılıp hemen nakledilmesi kritik” diye konuştu.
“NAKLİ ERTELEMEMEK HAYATİ ÖNEMDE”
Zayıf ve beslenmesi yetersiz hastalarda nakil sürecinin daha zorlu geçtiğini vurgulayan Umman, nakil sürecini ertelememek gerektiğinin altını çizerek şu bilgileri verdi: “40 kiloluk bir kişiye böbrek yerleştirmek zor olabilir. Kilosu düşük ve beslenmesi yeterli olmayan bir hastada birkaç tane sıkıntıyla karşılaşıyoruz. Operasyon anlamında da operasyon sonraki süreçte de zayıf ve beslenmesi düşük olan hastaların iyileşmeleri genel olarak kendilerini iyi hissetmeleri biraz zaman alıyor. Örneğin; 40 kiloluk bir insan vücuduna böbreği yerleştirirken de o böbreğin oraya sığması ve orada rahat bir alan içerisinde bulunması da sorun olabiliyor. Nitekim bizim hastamızda da karın duvarı oldukça küçüktü bu biraz bizi zorladı ama operasyon sonrasında da yaptığımız kontrollerle hiçbir sorun olmadan böbreğin gayet güzel çalıştığını gördük. O yüzden aslında nakli ertelemek değil mümkün olan en erken zamanda yapmak hayati önem taşıyor. Dünyada da eğilim bu yönde naklin ertelenmeyip son evre böbrek yetmezliği geliştikten sonra mümkün olan en kısa sürede kişinin bu kiloları verip metabolik açıdan çökmeden iyi hissettiği dönemde naklin yapılması yönünde.”
“NAKİL OLMAK İSTEYENLER KORKMASIN”
Böbrek yetmezliğiyle mücadele eden diğer hastalara da seslenen Minaz, “Nakil oldum, çok mutluyum. Hayatım değişti ve daha da değişeceğini düşünüyorum. Sadece ilaçlarımı düzenli kullanacağım. Nakil olmak isteyenlere söylüyorum; korkmayın. Çok mutlu bir hayat sizi bekliyor. Dinlendikten ve ilaçlarımı aldıktan sonra iyi hissedersem çalışacağım. Şu an bile çalışmak istiyorum ama hocalarım buna henüz izin vermiyor” dedi.
Verici olduktan sonra sağlığının yerinde olduğunu belirten İdris Minaz duygularını şöyle ifade etti: “Ben ameliyattan sonra 3 günde taburcu oldum. Şu an takip sürecindeyiz. Doktorlarım çalışabilirsin dediğinde, aynı işime tekrar dönebileceğim. Bu nedenle insanlar sevdikleri için verici olmaktan korkmasın” dedi.
“ORGAN NAKLİ MERKEZLERİNE ÜCRETSİZ BAŞVURU YAPILABİLİR”
Erken teşhisin önemine dikkat çeken Doç. Dr. Veysel Umman, “Böbrek hasarını erken evrede fark edip son aşamaya gelmeden müdahale etmek gerekir. Nakil gereken hastalar, devlet veya özel fark etmeksizin tüm organ nakli merkezlerine ücretsiz başvurabilir. Zaman kaybetmeden bilgi alıp süreç başlatılmalı” ifadelerini kullandı.